“Bir soda, iki çay ne yapıyor?” dedim. “İyiler be amcası, büyüyorlar işte” dedi garson. Canımı ye garson.

16 Mart 2010 Salı

MR dan sora...

defalarca,çokkez,birçokkez dinledim(anna)kirpiklerime değmek için çabalayan gözyaşlarım tuttu kalemimden,kalemim yorgun,ruhum yorgun bugünlerde...şifalı bakışlar bekliyor duvarlara uzun dalmışlıklarım.bir mektup yazmak istiorm ve ıslatmak sözlerimi birkaç hüzünle,birşeyler yazmak istiorm tanımadığım birine,tanımayan birine...yazmaktan korkmamak,,korkmamak ucunu kağıda değdirmekten,hesap etmeden yanyana yakıştırdığım kelimeleri,aralarında boş bıraktıklarımı,fütursuzca.sonra göndermek istiorm o mektubu bir tanıdığıma,belki benim için özel belki de sıradan olana bilmiorm,tahminler yürütmeliyim ardından şimdi ne olmasını istediğime dair tahminsizliklerim düğümlendiğinde boğazıma geçip kocaman bir aynanın karşısına bakmak istiorm içleri çok karanlık olan gözlerime,saatlerce,aylarca,yıllarca bakmak istiorm....bakakalmak istiorm karanlığıma bir umutla,belkide içinde bulunasılar vardır diye...içimden geçen böyle şeyler bir şiir olsun istiorm bazende dinlemeliyim belkide o şiiri hiç duyumsamadığım bir sesten,kalbimle dinlemeliyim,özlemle dinlemeliyim ve dinlenmeliyim artık gözlerim karanlıklara kapalı...kapalı gözlerle doğmalıyım sabahlara,aydınlıklara doyumsuz gözlerimle dünyanın bütün sabahlarına açmalıyım...IŞIKSIZ Bİ BEKLEYİŞ Mİ BU...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder