“Bir soda, iki çay ne yapıyor?” dedim. “İyiler be amcası, büyüyorlar işte” dedi garson. Canımı ye garson.

2 Ocak 2012 Pazartesi

NOEL BABA NE KADAR CÖMERTSİN?
Vakit 2011’i kovalayıp 2012’ye kucak açmak vakti.Geri sayımlar başladı çoraplarımızı şöminelerimize asmak için,heyecanlıyız! Yıl ‘tamamı’ ve ‘yılbaşı’ şeklinde ikiye ayrılır bizim için;arz ettiği önem bakımından yılbaşı 1-0 öndedir hatta.Nedendir bilinmez bu süreçte pek mühimdir kırmızı olan herşey,şapkalar,süsler,hediyeler,çamlar,ağaçlar,noeller,babalar,geyikler,nimet ablalar,piyangolar,çekilişler,hindiler,özenmeler,imrenmeler,benzemek isteyişler,benzemeler, aslında farkında olmadan kaybetmeler,vazgeçmeler,yitirmeler…
Farketmeden benimsediklerimizden başlamak isterim aslında ;mübarek görünümlü ak sakallı ‘noel baba’ mesela;karikatürist Thomast Nast’ın Anadolu da yaşadığı söylenen Aziz Nikola ile Velt Tanrısı’nın tiplemelerini birleştirmesi ile ortaya çıkmıştır kendileri.İlkokul çağındaki her çocuğumuzun dedesi kadar sevdiği,kafasını her çevirdiği yerde onun oyuncakları ile karşılaştığı,onun resimleri ile dolu odalar hayal ettiği ‘kırmızı şapkalı baba’ hristiyan dünyası için gerekli,önemli ve etkili bir semboldür.
Meselenin beslendiği kaynağa daha detaylı bakacak olursak;320 yılında Cermen kültüründe yılbaşlarında hediyeler verilmesi,İskandinav mitolojisindeki Tanrı Odin’e dayanır.Odin’in uçan atı Sleipnir için çocuklar patiklerinin içine havuç ve şekerleme koyup duvara yada kapıya asarlar,Tanrı Odin de bunların karşılığında çocuklara hediyeler,tatlılar,şekerlemeler verir.Mevzu böyle başlamıştır yani yüzyıllar öncesinin mitolojik unsurları nasılda gelmiş yerleşmiş hayatımızın ortasına,kendisini nasılda bir anda dönüm noktası yapıvermiş bizim için yada zorla önemli hale getirilmiş;nüfusunun %2’si hristiyan olan Irak hükümetinin ilk resmi tatili Amerikan işgalinden sonra ‘noel’olarak gerçekleştirilmiştir.İlk resmi tatillerine bu şekilde kavuşan Irak halkı ‘noel’ kavramını öğrenmiştir mesela istemsiz olarak.Bu kadarını Tanrı Odin bile tahmin etmezdi diye düşünmekteyim.
Meselenin diğer bir ayağı da fazlaca içler acısı şöyle ki;Noelin,yılbaşının,noel babanın edindiği misyon;toplum tüketimini pompalayan bir araç haline gelmiştir artık,tüketimle kol kola girmiş dolaşan bu unsurlar çoktan bizi de halaya katmış durumdalar.Tamda istenilen budur aslında; ‘geyikli arabasına binmiş,hediyeler saçarak dolaşan cömert noel baba’batı kültürünün doğuyu istila etmede kullandığı en güçlü sembollerden biri haline gelmeyi başarmıştır.Yapılan açıkca kültür emperyalizmidir evet,sömürülen,hükmedilmeye çalışılan yada asimile edilen( adına her ne derseniz)kültürlerdir,geçmişten geleceğe taşınmak,muhafaza edilmek istenenlerdir,hiçbir şekilde ve hiçbir durumda sahip olunmamış kültürel unsurları süslü püslü hediye paketleri içinde insanlara sunmaktır yapılmak istenen.Kabaca ‘eskiden noel baba mı vardı?’ dır demek istediğim.
Benim karşı durmaya çalıştığım mesele;hristiyanlık için önemli olan bir figürün,müslümanlar için de önemli hale getirilmiş olmasıdır. Avrupalılar,hristiyanlığın peygamberi Hz.İsa’nın doğumunu,bayram olarak,doğumundan 4 asır sonra kutlamaya başlamışlardır ve bu ocak ayının 1.gününe denk gelmektedir,yani aslında teoride kutlanan yeni bir yılın başlaması değil Hz.İsa’nın doğumudur,fakat pratik de ‘noel’ dağılmış ve dinlerinden kopmuş hristiyanları heyecanlandırmak için yaygınlaştırılmıştır.İkinci bir mesele de yeni yıl yaklaşırken evlerimizin en güzel köşesine yerleştiriverdiğimiz çam ağaçları,maalesef ki bu noktadaki hassasiyetimi ‘doğaya zarar vermek’ başlığı altında aktaramayacağım(kesinlikle bu mevzu da çok mühimdir)endişelendiğim kısım çam ağaçlarını arkasında saklanmış,baş tacımız olmayı başarmanın verdiği gururla bizi seyredenlerdir. Hristiyanların Noel için kesip süsledikleri çama ilk olarak 1605 yılında Almanya'da ilgi gösterilmeye başlanmıştır. Daha sonra XlX yüzyıl ortalarında Helene de Mecklembung tarafından Fransa'ya taşınmıştır.Ermeni mitolojisinde yeni yıl tanrısının adı Amanor'dur Paganlık çağında avlanan hayvanlar Amanor onuruna çam ağaçlarına asılırmış Noel gününde çam ağaçlarına çeşitli şeyler asılarak yapılan tören, Hristiyanlığa bu pagan geleneğinden geçmiştir.Tüm bunlardan temelli baş gösteren ‘çam ağacı sektörü’ yada’özel gün sektörü’ yada ‘oyuncak sektörü’ ne derseniz,bu durumdan fazlaca nemalanmaktadır ve bu çizilen tablo kapitalizmin zafer yüklü yüz ifadesinin fotağrafı olarak karşımızı çıkmaktadır.
Durum böyle abartığımı düşünenler elbette ki olacaktır,doğaldır da belki,ancak taviz diye bakmadığımız her durum diğer bir tavizi,farketmeden bir vazgeçişi, peşinden sürükleyecektir.Farkındalık oluşturmak herhangi bir durumda atılan en önemli adımdır diye düşünmekteyim.Yorumsuz bir bitiş gerekirse eğer:‘Her kim bir millete benzemeye çalışırsa o da onlardandır’Hadis-i Şerif.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder