“Bir soda, iki çay ne yapıyor?” dedim. “İyiler be amcası, büyüyorlar işte” dedi garson. Canımı ye garson.

12 Mart 2012 Pazartesi

Van Gogh amca yada düz bağdaş,,

Cumartesinin soğuk sabahında,yüz felci olma riskini göze alarak düştük yollara,vapurda içerde oturmayı tercih edip,karaköyden moderne tabana kuvvettik.Karşılaştığımız kalabalık sıra,sergi için cumartesi gününün yanlış tercih olduğunu kibarca hatırlattı bize.Bir an vazgeçmedik diil ama tabi çabuk geçti bu karar zihnimizden.Nadir görüşen üç ilkokul arkadaşı olsak da bekledik sıramızı mimarlık kokan muhabbetimizle.Yaş ortalaması,ortalaması alınamayacak kadar karışıktı bence,baya baya'yaşlı' diyeceğimiz teyzelerden,yürümeye başlayalı 1-2 yıl olmuş çocuklara kadar fazlasıyla insan oradaydı.Sıradaki istifimizi! bozmadan incelemeye başladık yanlarında resimlerden çok ilgimiz çeken açıklama metinleri bulunan tabloları.'Çerçevesiz sergi','içindesin' gibi tabirlerle reklamları dönen sergiden beklentimiz çerçevelenmişti aslında biz farkında olmadan.
Van Gogh'un hastalık sürecini,hastahane de yaşadıklarını,akraba ilişkilerini,kızgınlıklarını,bunalımlarını hatta rüyalarını bile resmetiğini okuduk bizimle berabar ilerleyen cümlelerde.Birbirinden farklı çizdiği otoportleri de şaşırmak için yeterliydi.Karşılıksız bi aşkı kabullendiğini öğrendik sonra.Sonrasında tabloların müzayedelerde milyon dolarlara satıldığını okuduk Türk olarak aklımıza tabi ilk 'paralar nere gidio' geldi neyse efenim.Geçtiğimiz karanlık koridor bizi daha önce karşılaşmadığımız bi mekanla başbaşa biraktı.Buram buram dijitallik kokmamasını arkadaki harika müziğe mi yoksa aralara serpiştirilen harika sözlere mi borçluyuz bilemiyorum ama kafamızdaki 'sergi' kavramının yıkılıp tekrar yapıldığı kesindi.Tabloya bakarmış gibi yapıp makinalara 'profil fotoğrafı' için poz vermek üzere sıraya giren insanlar için güzel! temennilerde bulundum.Bağdaş kurup oturduk sonra izledik kayan görüntüleri,kelimeleri,,her nekadar oturduğumuz yerden karşı ekranı tam ortalayan amca sayesinde cümlelerin mastar kısmını başka ekrandan tammalamak zorunda kalsak da güzel herşey.),,
Galataya selam verip sonra,ben'li belirsiz kelimeler fırlattık istiklalin sokak taşlarına,,
( Van Gogh amca 'daki samimiyet nerden gelio diyenler için söylüyorum e işte düz bağdaştan.)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder