“Bir soda, iki çay ne yapıyor?” dedim. “İyiler be amcası, büyüyorlar işte” dedi garson. Canımı ye garson.

2 Nisan 2012 Pazartesi

ben mesela uçarım mesela






çok acayip bi gündü bugün kısaca özetleyeyim; sabah derse uyanıp gitme zahmetini göstermedim tabiki,,


sora yürüttüğümüz öğrenci atölyesi için fotoğraf çekmek üzere düştük yollara.tansaştan yürütülmüş bi market arabası üzerinde tripot ve her ihtimale karşı konumlanmış bi şemsiye(zihni sinir'e rakip düzeyde arkadaşlarım ve icatları var.),yürünülen mesefa yaklaşık 7 km ve biz,,


izmit artık yaşanılacak yer değil bizim için bu 4 yıllık süreçte o kadar rezil rüsva olduk ki kamuya anlatamam.elinde kendinin 3 katı kartonla rüzgara karşı yürümeye çalışan kız modeli bu kez de yerini arkadaşları ile kendini engelli bi vatandaş yerine koyan mimarlık öğrencilerine bırakmıştı.


nese efenim engelli olarak yürümenin ne demek olduğu düşüncesi zihnimize kazına kazına stop motion için yaklaşık 6 bin fotoğraf karesini tamamladık.dinlenmemiz sırasında yanımıza gelen anketörün'en çok hangi marketi kullanıosunuz' sorusunu 5 kişi büyük bi kararlılıkla 'bim' şeklinde cevapladıktan sonra,,


zıpladık,uçma taklidi yaptık,market arabamızla uçurtma tepesine tırmandık,,


günün ikinci evresinde kareoke yapıp kendinden ve sesinden nefret etmeler o piskoloji ile doğum günü merasimi için balon şişirmeler,hediye bisiklete balon bağlamak va zorlukları,okulun bahçesinde balonlu bisiklete binmek,,


sonrada yok efendim benim havaalanımı kim çizcek.)


kendime not:büyümek istemeyişini bu kadar belli etme vallahi kötü duruo,,

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder